TÜYLER ÜRPERTEN BİR İDDİA

TÜYLER ÜRPEREN BU İDDİA UMARIZ YANLIŞTIR,

AMA YA DOGRUYSA!!!

Normalde biz bir spor kulübü sitesiyiz, ancak, kendi kulübümüz kadar spordaki diger olaylarda bizi ilgilendiriyor. Spor deyince aslında bir hayattan bahsediyoruz o hayatın içinde ekonomi, siyaset, aktüalite, saglık, magazin, varlık, yokluk yani ne ararsanız var.

Durum böyle olunca bizde sporla bagımlı kalamıyacagımızı düşündük, yeri geldikçe önemli oldugunu kabul ettigimiz  yöresel haberlere yada ulusal haberlere de yer vermeye gayret ediyoruz.

Yöresel veyahut ulusal  deyincede İstanbulda faaliyet gösteren bir spor kulübü olarak kendimizi dünyadan soyutlamak adına söylemiyoruz yeri geldiginde her alanda, her konuda, dünyanın her köşesinden konuları sizlerle paylaşarak sorumlulugumuzu yerine getirmeyi amaçlıyoruz. Bugüne kadar buna gayret ettik bundan sonrada gayretimizi sürdürecegiz.

Sizlerde burada paylaşmamızı istediginiz olayları ve haberleri bize ileterek bu çabamıza katkı saglayabilirsiniz.

Altta sizlerle paylaşacagımız yazıdaki konu ne  kadar dogru, ne kadar yanlış bilemeyiz, hatta yanlış olmasını canı gönülden dileriz. Ancak eger ya dogru ise dedik ve tüylerimizi diken diken eden konuyu sizlerle paylaşmak istedik.

Bu yazı bize  Sn. Mehmet Özkan tarafından e posta ile gönderilmiş kendisine teşekkür ediyor ve sizlerle paylaşıyoruz yinede yanlış olmasını  dilemeyide unutmuyoruz.

 

 

İşte Tüyler Ürperten İddia.


Tarım ve Köy işleri Bakanlığı'nda
115 bin kişi çalışıyor.
70 tane üniversitemiz,
30 tane ziraat fakültemiz,
50 tane tarım araştırma enstitümüz,
10 bin işsiz ziraat mühendisimiz var.


Buna rağmen Türkiye tohumda tamamen dışa bağımlı. Tek kelimeyle tohumun patronu ise İsrail.


İsrailli araştırmacıların, genleriyle oynayarak, gül ile limon kokulu domates yetiştirdiğini Şalom Gazetesi'nin internet sayfasından biraz araştırıp okuyabilirsiniz. İstediğiniz şekle sahip domatesleri bile bulabilirsiniz; çekirdeksiz, kalp şeklinde, salatalık şeklinde, dilimli...

Yani genlerle oynama meselesi yüzde yüz doğru.

Gelelim başka doğrulara.

Bu tohumların bir ekimlik olduğunu bilmeyen yok.

Yani İsrail'den bir defa tohum almakla kurtulamıyorsunuz.


Bir gram tohumun fiyatı her dönemde bir gram altına denk oldu.

Üstelik İsrail tohumunu toprağa bir ektin mi artık isteseniz de yerli tohuma dönemiyorsunuz.

Genetik tohum o toprağ a da zarar veriyor. Artık hep bu genetik tohumu kullanmak zorundasınız. 50-70 yıl sonra ise toprak kanserojen maddelerle dolduğu için artık tamamen kullanılmaz hale geliyor.

Buna en güzel örnek

Türkiye'nin patates deposu olan Niğde ve Nevşehir bölgelerinde yetiştirilen patateslerde kanserojen maddeye rastlandığı için artık patates ekimine izin verilmemesidir.

Yani İsrail tohumu tek başına satmıyor. Tohum alana hastalığı bedava....

Tohumların içine hastalık yerleştiren İsrail bu sayede zirai ilaç satımını da garanti altına almış oluyor.

Bütün bu acı tabloya rağmen Türkiye'de yabancıların menfaatine çalışan bir patent sistemi işletiliyor.

Ne korkunç.

Köylü kendi bahçesinde tohum bırakamayacak.

Yoksa uluslararası mahkemede yargılanacak!

Şu anda dünyada İsrail tohumu kullanma yasası çıkartan ilk ülke işgal altındaki Irak'tır.

İkincisi de biz olacağız.

EY VATANDAŞ AKLINI BAŞINA DEVŞİR !!!

SOR SORUŞTUR, BOŞ DURMA...

Bİzden paylaşmak...

 

 

 



2305 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
SPONSORLARIMIZA TEŞEKKÜR EDERİZ


  www.dersan.com.tr
www.youtube.comdersanmedia